Günümüzde yetkililer her ne kadar afetlerin ortaya çıkış nedenlerini ele alan çalışmaları bizlere sunsa da işin özünde Allah (c.c) acizliğimizi ve asıl vazifemizin kulluk olduğunu doğa olayları ile bizlere hatırlatır. Kuran-ı Kerim’de insanlığın başına gelen ‘musibet’ olarak nitelendirilen bu doğa olaylarını önlemek her ne kadar elimizde olmasa da gerekli tedbir ve önlemleri alarak doğal afetlerden korunmak mümkündür. Tedbirimizi sıkı tuttuktan sonra ise en kuvvetli silahımız elbette dualardır.
Hz. Peygamber (SAV), bela ve musibetlerden korunmak için öncelikle sadaka verilmesini uygun görmüştür. Ayrı olarak bu tarz afelerden korunmak için bazı dualar etmiştir. İşte afetlerden korunmak için okunacak dualar…
Afetlerden korunmak için okunacak dualar
İbni Abbas (r.a) rivayetine göre, Peygamber Efendimiz (SAV)’in kendisine “Ya Resulallah başım dertten kurtulmuyor. Afet ve musibetlerden korkuyorum.” denildiğinde sabahları şu duayı okumasını tavsiye etmişti: ”Bismillahi ala nefsi ve ehli ve mali.”
Anlamı: ”Allah’ın ismiyle, kendimi, ailemi ve malımı Allah’a havale ediyor. O’nun yüce himayesine bırakıyorum.”

“Bir kimse her gün sabah akşam şu duayı üç defa okursa, ona keza bela gelmez.” (Ebu Davud) “Bismillahi hayril Esmâi. Bismillahillezî lâ yedurru ma’a’smihi şey’ün fil ardı velâ fissemâi ve hüves Sem’îul Alîm.”
Manası: “O Allah’ın ismiyle (akşamladım) ki, O’nun ismiyle birlikte ne yerde, ne de gökte hiç birşey zarar veremez. O ki hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.”

Sel, deprem ve kasırga gibi doğal felaketlere karşı okunabilir tavsiye dua:
“Allahümmâğfezni min beyni yedeyye ve min halfi ve an yemini ve an şimâlî ve min fevkî ve eûzü biazametike en uğtâle tahtî.”
Anlamı: “Allah’ım! Önümden, arkamdan, sağımdan, solumdan, gökten ve yerden gelebilecek bütün felaketlerden beni koru”

Afetlerden ve tüm belalardan korunmak için okunan başka bir dua şu şekildedir:
Arapçası:
اَللّٰهُمَّ إني أعُوذُ بِكَ مِنَ الهَدْمِ، وأعُوذُ بِكَ مِنَ التَّرَدِّي، وأعُوذُ بِكَ مِنَ الغَرَقِ وَالحَرَقِ وَالهَرَمِ، وَأعُوذُ بِكَ أنْ يَتَخَبَّطَنِي الشَّيْطانُ عِنْدَ الْمَوْتِ، وأعُوذُ بِكَ أنْ أمُوتَ فِي سَبِيلِكَ مُدْبِراً، وأعُوذُ بِكَ أنْ أمُوتَ لَدِيغاً ” (وَالغَمّاً)
Anlamı:
“Allah’ım binâ yıkıntısından, uçuruma düşmekten sana sığınırım. Allah’ım boğulmaktan, yangından ve (aşırı) yaşlılıktan sana sığınırım. Ölüm sırasında şeytanın beni çarpmasından sana sığınırım. Senin yolundan ayrılarak ölmekten sana sığınırım. Zehirlenip ölmekten sana sığınırım. (Üzüntü içinde ölmekten Sana sığınırım.)” (Ebû Dâvud, Müsned., II, 92, nr. 1552)