Kuş gribi: ‘Benzeri görülmemiş’ salgın durdurulabilir mi?
9 mins read

Kuş gribi: ‘Benzeri görülmemiş’ salgın durdurulabilir mi?

Lineke Begeman’ın parmak uçları meşakkatli bir görev yüzünden uyuşmuş durumda. Hollanda’daki Erasmus Tıp Merkezi’nde Veteriner Patolog Begeman, Mart ayından Antarktika’nın Weddell Denizi’ne yapılan uluslararası bir keşif gezisinde yer aldı. Bugün dünyayı saran ve kuş gribi olarak bilinen hastalığa neden olan High Pathogenic Avian Influenza (HPAI) virüsünün yayılmasını araştırıyordu.

Ekibin topladığı yabani kuşların donmuş gövdelerini kesen Begeman, kuşların virüs nedeniyle ölüp ölmediğinin belirlenmesine yardımcı oldu.

Begeman ve meslektaşları, aralarında Antarktika kürklü foklarının da bulunduğu, farklı türlere ait yaklaşık 120 gövdeden örnek aldılar. Ziyaret ettikleri 10 bölgenin dördünde virüs tespit edildi

Begeman, “Kuşların bol olduğu, el değmemiş bir bölgede bu yok edici virüsün varlığına dair ilk kanıtı bulduğumuz anda, nasıl bir felaketin gelmek üzere olduğunu anladık. Durum gerçekten de korkunç bir hal aldı” diyor.

Virüs bugüne kadar nispeten az sayıda insanı etkiledi. Ancak yakalananlarda ölüm oranı yüksek: Hastalığın bulaştığı bilinen kişilerin yüzde 50’den fazlası öldü.

Yaban hayatında bugüne kadar görülen en şiddetli kuş gribi salgını olarak kayıtlara geçen gribin H5 türü ve varyantları, ilk tanımlandığından bu yana yarım milyardan fazla çiftlik hayvanının katledilmesine yol açtı.

2023’ten bu yana 600 bine yakını sadece Güney Amerika’da olmak üzere yabani kuş ölümlerinin milyonlarla ifade edildiği tahmin ediliyor.

Her iki sayı da izleme zorlukları nedeniyle potansiyel olarak çok daha yüksek. Virüs en az 26 memeli türüne de bulaştı.

Kuş gribi nereden kaynaklanıyor?

Çin’in güneyindeki Guangdong göller, nehirler ve sulak alanlar açısından zengin bir bölge. Bu habitatlar, düşük patojenik kuş gribinin doğal konağı olan su kuşları için çok uygundur.

Burası, 1996 yılında, bir çiftlik kazında, H5N1 olarak bilinen yeni, son derece patojenik bir virüsün teşhis edildiği ilk yer oldu.

Kuş gribinin düşük veya yüksek patojen olarak sınıflandırılması, diğer kuş (veya memeli) türlerini değil, yalnızca tavukları esas alır.

Ancak hastalığın düşük kolu tavuklarda yüksek kola dönüşebilir, ciddi hastalıklara ve çoğunlukla ölüme neden olabilir.

Hollanda’daki Erasmus Üniversitesi Tıp Merkezi’nde Karşılaştırmalı Patolog Thijs Kuiken, son derece patojenik olan virüsün ilk kez görüldüğü vakanın bir çiftlikte olmasının şaşırtıcı olmaması gerektiğini söylüyor:

“Yüksek derecede patojenik kuş gribi, genellikle yabanda meydana gelmeyen bir kümes hayvanı hastalığıdır. Bugün sıradışı olan şey, bu özel türün yabani kuşlarda dünya çapında yayılması.”

Uzmanlara göre sorunun asıl kaynağıysa insanlar. Salgın 1996 yılında başladığında dünyada çoğunluğu tavuk olmak üzere yaklaşık 14,7 milyar adet kümes hayvanı vardı.

Bugün bu sayı iki katına çıkmış durumda. Kuiken, “Biyokütle açısından kümes hayvanları şu anda dünya çapındaki tüm kuş biyokütlesinin yüzde 70’inden fazlasını oluşturuyor” diyor.

Kuiken, eğer mevcut kümes hayvanı yetiştiriciliği eğilimleri değişmezse, “diğer oldukça bulaşıcı patojenlerin kalan birkaç yabani kuşa bulaşmaya” devam edeceğini söylüyor.

Nasıl dünya çapında yayıldı?

2005-06’da virüs yabani kuşlara sıçradı ve Avrupa, Afrika ve Orta Doğu’ya doğru yayıldı, ancak yabani kuşlarda sadece birkaç ay içinde ortadan kayboluyordu.

Ancak bu geçici duraksama 2020 yılında yeni bir H5N1 türünün ortaya çıkmasıyla değişti. Nedeni tam olarak bilinmese de tür, yabani kuş popülasyonlarında yıl boyunca varlığını sürdürebiliyor.

Artık kuşların üremek için toplandığı bahar aylarında yayılabilen virüs, hızla yabani kuş popülasyonlarında endemik hale geldi.

2021’de Kanada’da bir çiftlikte görüldü. Kuiken, bu çiftliğin Avrupa’dan kümes hayvanı ithal ettiğine dair kanıt olmamasının, yabani kuşların göç yollarında taşıyıcı olduğu yönündeki teorileri doğrulamaya yardımcı olduğunu açıklıyor.

2022 yılına gelindiğinde İngiltere’den İsrail’e binlerce kuş ölüyordu. Ekim 2022’de Peru ve Şili’nin batı kıyısındaki yabani kuşlarda virüs tespit edildi.

Güney Amerika kıyılarından aşağıya doğru ilerledikten sonra doğuya döndü ve Antarktika’ya geçiş noktaları olarak Falkland Adaları’na ve Güney Georgia’ya yayıldı.

Bu rota boyunca virüs, yalnızca ABD’deki 21 tür de dahil olmak üzere çok çeşitli memelileri enfekte edecek şekilde yayıldı. Ve böyle bir geçişle hem insanlarla temas hem de memelilerden memelilere yayılma fırsatı arttı.

16 Nisan 2024 itibarıyla HPAI, ABD’deki 26 çiftlikte süt ineklerinde görüldü.

İnekten insana enfeksiyon vakasınınsa sadece bir kez meydana geldiği düşünülüyor ve virüsün insanlar arasında kolayca yayılabilmesi için birkaç mutasyona daha ihtiyaç duyabileceği tahmin ediliyor.

Getty Images Çiftlikler hastalığın yayılmasını kolaylaştırıyor.

İnsanlara nasıl bulaşıyor, önlenebilir mi?

İnsanlardaki ilk vakalar 1997’de Hong Kong’da görülmüştü ve virüsün küresel yayılımı o dönemde nispeten yavaştı: İlk 13 yıl boyunca yalnızca 800 kişinin enfekte olduğu bildirildi; kümes hayvanları ve mezbaha çalışanları en büyük risk grubuydu.

Hasta kuşlarla veya onların dışkıları, salgıları veya tüyleriyle temasın, virüsün bulaşmasında en büyük risk faktörü olduğu bulundu, ancak virüsün türlere nasıl sıçradığına dair tam mekanizma henüz anlaşılmış değil.

Mart 2024’te sığırlarda virüsün yeni, nadir bir formu tespit edildi. Nisan ayında ABD’de bir çiftçilik işçisi H5N1’e yakalanan ikinci insan oldu. Bunun virüsün bir memeliden insana bulaştığı ilk örnek olduğu düşünülüyordu.

Hastalığın insanlar arasında bir pandemiye neden olup olmayacağı henüz bilinmiyor ancak uzmanlar virüsün kalıcı olduğu yönünde uyarıda bulunuyor.

Peki virüsün durdurulması ya da yavaşlatılması mümkün mü?

Virüsün yabani kuşlarda yayılması önlenemiyor ancak çiftlik hayvanlarında aşılar etkili olabiliyor.

Bununla birlikte Kuiken, gelecekteki olası HPAI salgınlarının küresel et üretimine yönelik reformlar yoluyla kontrol edilebileceğini ve hatta önlenebileceğini söylüyor.

Daha kapsamlı bir yaklaşımda, küresel kümes hayvanı popülasyonunun büyüklüğüne bir üst sınır getirilebileceği ve daha adil tüketimin sağlanabileceği belirtiliyor.

Kuiken, Avrupa ülkelerindeki tavuk eti tüketiminin küresel sağlık otoritelerinin tavsiye ettiğinden iki kat fazla olduğunu belirtiyor.

Buna ek olarak insanların yaban hayatı üzerindeki baskıyı azaltmasının yabani kuşlara yardımcı olabileceği öngörülüyor.

İklim değişikliği, habitat kaybı, aşırı avlanma, istilacı türler ve plastiklerden pestisitlere kadar her türlü kirlilik, küresel biyolojik çeşitliliği azaltıyor.

Britanya Antarktika Araştırması’ndan Deniz Kuşu Ekolojisti Richard Phillips, bu insani baskıların hafifletilmesinin, HPAI’den etkilenen popülasyonların iyileşmesine yardımcı olabileceğini söylüyor.

  • Kuş gribi: Son bir yıl içinde İngiltere ve Avrupa’da 48 milyon kuş itlaf edildi
  • Bilim insanları vücutta kuş gribine karşı etkili bir savunma sistemi keşfetti

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir